Türk Spor Hukuku Reformu

    Günümüzde spor, yalnızca fiziksel performansın değil; aynı zamanda hukuk, ekonomi ve yönetişim ilkelerinin de yarıştığı bir alana dönüşmüştür. Türkiye’de sporun bu yönetsel yüzünü şekillendiren temel normatif kaynak olan 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu, 2022 yılında yürürlüğe girmiş, ancak bu Kanun’un ruhunu hayata geçirecek alt düzenlemeler esas olarak 2023 ve 2024 yıllarında yayımlanmıştır. Bu dönemdeki yasal gelişmeler, sporun finansal disiplin, yönetsel özerklik ve kurumsal şeffaflık ilkeleriyle yeniden yapılandırıldığını göstermektedir.

Kulüp Yönetiminde Mali Cendere:

Borçlanmaya Getirilen Sınırlamalar

2024 yılı itibarıyla yürürlüğe giren değişiklikler, kulüp yöneticilerinin keyfi borçlanma yetkisini sınırlandırarak mali sorumluluğu kurumsal hale getirmiştir. Artık spor kulüpleri ile spor anonim şirketlerinin bir mali yıl içinde gerçekleştirebileceği borçlanma, bir önceki yılın brüt gelirinin %10’u ile sınırlıdır. Bu sınırı aşmak, ancak genel kurulun nitelikli çoğunlukla alacağı karar ve eş zamanlı bir ek bütçe hazırlanması şartına bağlanmıştır.

Bu yaklaşım, özellikle büyük kulüplerin kronikleşmiş borçlanma eğilimini kontrol altına almayı ve yönetim kurullarını hukuki anlamda hesap verebilir hale getirmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca, kulüp varlıklarının belli kişi ve şirketlere devrine ilişkin getirilen kısıtlamalar, “çıkar çatışması” ve “yandaş sermaye” problemlerine karşı açık bir kurumsal duruş olarak okunabilir.

Federasyonlar İçin Yeni Bir Yönetişim Mimarisi

25 Temmuz 2024’te yürürlüğe giren Spor Federasyonları Yönetmeliği, federasyonların demokratik temsiliyetini güçlendirmek ve iç denetim mekanizmalarını işler hale getirmek amacıyla hazırlanmıştır. Yönetmelik, özellikle delegasyon sistemine şeffaflık getirerek genel kurulların temsil adaletini artırmayı hedeflemektedir.

Bir diğer önemli reform, federasyonlara ait marka, logo ve diğer sınai hakların, yalnızca federasyona ait olduğu hükmüyle, bu unsurların özel menfaat gruplarınca kullanılmasının önüne geçilmesidir. Böylece federasyonların sembolik ve ekonomik değerlerinin kurumsal mülkiyeti güvence altına alınmıştır.

Uyum Zorunluluğu:

Tüzük ve Statülerin Yeniden Yazımı

Kanun’un geçici hükümleri gereği, tüm spor kulüpleri ve üst kuruluşların tüzük ve iç düzenlemelerini, 26 Ekim 2024 tarihine kadar yeni yasal çerçeveye uygun hale getirmeleri zorunludur. Bu tarihe kadar gereken uyumu sağlayamayan kuruluşların tescilleri Bakanlık tarafından iptal edilebilecektir.

Bu düzenleme, sporun kurumsallaşmasına yönelik atılan en net adımlardan biridir. Artık kulüpler yalnızca sportif başarı için değil, aynı zamanda hukuki uyum ve kurumsal sorumluluk açısından da değerlendirilecektir.

Tahkim Kurulu ve Yargı Standartları

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) bünyesindeki Tahkim Kurulu, yapısal olarak yeniden tasarlanmıştır. Üyelik kıstasları ve kararların iptal sürecine ilişkin düzenlemelerle, bu kurulun yargısal nitelikleri güçlendirilmiştir. En az 10 yıllık mesleki deneyime sahip hukukçuların görev alacağı bu kurulun kararları, futbolun disiplin ve yönetim alanlarında nihai nitelik taşımaktadır. İdari nitelikli kararlar için 1 aylık iptal davası süresi tanınarak, Anayasa’daki “Yargı yolu açıktır.” ilkesiyle denge kurulmuştur. Bu düzenleme, spor hukuku yargılamasında özerklik ile hukuki denetim arasında dikkatli bir denge kurmaktadır.

Menajerlik Faaliyetlerinde Şeffaflık ve Yetki Belgesi Zorunluluğu

2024 yılı düzenlemeleri, menajerlik sözleşmelerine ilişkin olarak form ve içerik kurallarını sıkılaştırmıştır. Menajerlik sözleşmeleri en fazla iki yıllık yapılabilecek; noterlik şartı ile resmiyet kazanacaktır. Eğer menajerlik hizmeti bir şirket aracılığıyla yürütülüyorsa, temsil yetkisine ilişkin belgelerin açıkça sözleşmeye eklenmesi zorunlu hale getirilmiştir. Bu durum, özellikle yurt dışı transferlerde yaşanan temsil krizlerinin önüne geçmeyi ve menajer-komisyon ilişkisini hukuki şeffaflık çerçevesinde yeniden tanımlamayı amaçlamaktadır.

Dopingle Mücadele:

Uluslararası Standartlara Uyumun Hukuki Yüzü

2023 yılında Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu tarafından başlatılan yeni yasa tasarısı çalışmaları, WADA standartlarıyla tam uyumlu bir çerçevenin iç hukukta somutlaşmasını hedeflemektedir. Zirvelerle desteklenen bu süreçte, spor hukukçularının sürece aktif katılımı sağlanmış; dopingle mücadele sadece bir denetim alanı değil, aynı zamanda bir temel hak ve adil yargılanma meselesi olarak ele alınmaya başlanmıştır.

Türkiye’de spor hukuku, artık salt federatif bir teknik alan olmaktan çıkıp, anayasal değerlerle, özel hukuk düzenlemeleriyle ve idari yargı ilkeleriyle iç içe geçmiş bir sistematiğe dönüşmüştür. 2023–2024 dönemi, bu dönüşümün temel haritasını çizmiş; kulüplerden federasyonlara, menajerlerden dopingle mücadeleye kadar her düzeyde yeni bir paradigma yaratmıştır. Önümüzdeki yıllarda bu düzenlemelerin uygulama alanındaki yansımaları, Türk sporunun yalnızca hukuki değil, aynı zamanda etik geleceğini de belirleyecektir.


WhatsApp
Hemen Ara