Blockchain Temelli Dönüşümün Şirketler Hukukundaki Yansımaları: Pay Defteri ve Sözleşme Dinamikleri

    Dijital dönüşüm çağında, blockchain teknolojisi yalnızca finansal sistemlerde değil, hukukî düzenlemelerin temel taşlarından biri olan şirketler hukukunda da derin etkiler yaratmaktadır. Bu dönüşüm özellikle pay defterlerinin tutulması ve sözleşmelerin ifası alanlarında belirginleşmektedir.

Blockchain; şifrelenmiş, işlem takibini sağlayan dağıtık yapıdaki bir veritabanı olup değiştirilemez ve şeffaf bir veri yapısı sunarak, kayıtların güvenli ve izlenebilir biçimde saklanmasını sağlar. Hukukî alanda bu teknoloji, kayıtların manipülasyona kapalı olması sayesinde güvenilirliği artırmaktadır. Şirketler hukuku bakımından bu güvenilir kayıt yapısı, şirket içi belgelerin ve işlemlerin ispat gücünü doğrudan etkilemektedir.

Pay defteri, anonim şirketlerde ortakların kimliklerini ve pay miktarlarını gösteren temel bir kayıt sistemidir. Geleneksel uygulamada bu defterler çoğunlukla fiziki veya merkezi elektronik ortamda tutulmaktadır. Blockchain tabanlı bir pay defteri ise şu avantajları sağlamaktadır:
    •    Şeffaflık: Ortakların ve yönetimin deftere dair işlem geçmişini izleyebilmesi,
    •    Güvenlik: Sahtecilik veya geçmiş kayıtlarda tahrifatın önlenmesi,
    •    Erişilebilirlik: Yetkilendirilmiş kişilerin, coğrafi sınırlara bakılmaksızın sisteme ulaşabilmesi,
    •    Zaman Damgası: Her işlemin kesin tarih ve saatle belgelenmesi.

Bu sistem, özellikle halka açık olmayan anonim şirketlerde pay devrinin hızlı ve güvenli biçimde gerçekleştirilmesine olanak tanımaktadır. Türk Ticaret Kanunu açısından değerlendirildiğinde, merkezi sicil sistemlerine (MERSİS gibi) entegrasyonla blockchain temelli pay defteri uygulamaları hukukî karşılık bulabilir.

Akıllı sözleşmeler (smart contracts), önceden programlanmış koşullar gerçekleştiğinde otomatik olarak ifa edilen dijital sözleşmelerdir. Şirketler hukukunda bu sistem, özellikle;
    •    Ortaklık sözleşmeleri,
    •    Kar payı dağıtımı,
    •    Yönetim kurulu kararlarının icrası,
    •    Pay devri işlemleri

gibi alanlarda kullanılabilir. Bu otomasyon, insan müdahalesi kaynaklı hataları azaltırken, sözleşmenin ifasını daha öngörülebilir hale getirir.

Ancak, akıllı sözleşmelerin geçerliliği ve bağlayıcılığı bakımından Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümleriyle uyumu sağlamak gereklidir. Özellikle irade beyanının varlığı, şekil şartları ve cayma hakları gibi klasik hukukî kurumların dijital sistemlere entegrasyonu önem arz etmektedir.

Her ne kadar blockchain şirketler hukukuna yenilik getirse de bazı sorunlar da doğmaktadır:
    •    Veri Koruma: Kişisel verilerin silinememesi, KVKK ve GDPR ile çelişebilir.
    •    Yetki Sorunu: Pay defteri gibi şirket içi kayıtların hangi makam tarafından denetleneceği açık değildir.
    •    Standartlaşma: Uygulamada kullanılacak blockchain sistemlerinin teknik ve hukukî standardizasyonu eksiktir.
    •    Uyuşmazlık Çözümü: Akıllı sözleşmelerden doğan ihtilafların nasıl çözüleceği henüz net değildir.

Blockchain, şirketler hukukunda özellikle pay defteri ve sözleşme süreçlerinde devrimsel bir potansiyel barındırmaktadır. Ancak bu teknolojinin hukukî güvenlik ve uyum açısından tam anlamıyla benimsenmesi, ilgili mevzuatta yapılacak düzenlemelere ve uygulamadaki standartlaşmaya bağlıdır. Geleneksel hukuk kurallarının bu yeni yapıya uyum sağlayacak şekilde yorumlanması, şirketlerin dijital dönüşümünü güven içinde gerçekleştirmesine olanak tanıyacaktır.


WhatsApp
Hemen Ara